20 Temmuz 2017 Perşembe

Oğlumun Öpmek İstediğim Davranışları


bakışı öpmek
İnsan evladı, çok emek verdiği her ne ise; köpek, tavşan, hırbo sevgili, aile, ders, iş ya da çocuk- verdiği emeklerle sevgisini pekiştirdiğinden, direkt 'gurban olurum' seviyesine yükseliyor zaten. Çocuktan sonra da aynı formülü kendi adıma yeniden ispatlamış oldum elbette. Fakat bu aralar, davranışından öpesimin geldiği bazı detaylarını not alasım var oğul kuşumun. Unutmaktan korkuyorum be hala gızları. Ne demişler, söz uç yazı kal.

➜Ev çocuğu, oyunlarda başrol olmuyor. Genelde sağ kol oluyor. Örneğin ben lider oluyorum, o da benim her dediğimi yapan Sebastian oluyor. Heidi hikayesinde şu ara en çok Sebastian olmayı seviyor. Benden yani Bayan Rottenmeir'dan Heidi ve Clara'ya karşı yerine getirilecek emirler almak onun için büyük şölen. Masa hazırlarken, yardım etmeyi seviyor olaylarına girmiyim, onu sevmeyen çocuk pek yok. Çocuklar kendilerine görev verilmesinden oldukça keyif alıyorlar ancak anladığım kadarıyla ev çocuğu bu konuda kariyer odaklı. Tatlı ya, yerim.
Sebastian

➜Geçenlerde kötülük yapmak istemiş. Anneme yaklaştı; 'kötülük yapmak istiyorum anane' dedi. Annem de ok hadi yap, dedi. Gitti, salonda duran oyuncak sepetini devirip kaçtı. Ve gerçekten çok mutlu oldu be. Öperim aksiyonunu onun.

➜Dün elimi bırakıp, yola fırladı. Aslında tam yola çıkmadı, kaldırımda frenledi kendini. Fakat ben çok korktum, aniden gelişti ve ayrıca bizim buralarda kaldırım da gayet güvenliksiz, motorlar vs açısından. Sesimi yükselttim, derken arabanın içinden babası da çıktı, o da 'kendi başına yola fırlayamazsın' temalarında, konuştu. Derken yavrum başladı ağlamaya. Kucakladık. Dedim, çok korktum oğlum, yapma bir daha lütfen. Ağlarken, şöyle dedi: 'Hayır yüzün kızgındı, korkmadın, sen kızdıın, zaten canavar da yoktu'. Hıçkırarak ağlıyordu. Ah canım sadece canavar olunca korkarız zannediyor.

➜Hafta sonu dolmuşa binecektik onunla. Onu durağa yerleştirdim, ben ayakta dolmuşları gözetliyorum. Derken emin olamadım, doğru yerde mi bekliyorum diye. Gelen ilk dolmuşa el kaldırıp, yaklaştım, tam kafamı uzatıyordum ki, baktım 'tapa tapa tapa' koşarak endişeyle bana geliyor yavrum. Onu bırakıp gidiyorum sanmış, onu unuttum sanmış. Yüreğimi dağladı bu olay ya, kıyamam. Normalde her şeyi açıklarım aslında, bu kez unutmuşum. Ahh ya.

➜Bu aralar, telefonumdan fotoğraf çekme denemeleri yapıyor. Hoşuma gidiyor, engellemiyorum. Çektiği fotoğrafları gün içinde sık sık kontrol ediyor, izliyor. Telefonum ne idüğü belirsiz karelerle dolu. Onlara bayılıyor. Aslında hepsi çöp ama silmeye kıyamıyorum.
müthiş altın oran


➜Parmak emme alışkanlığına geri döndü. Sordum bir gün, neden yapıyorsun, vazgeçemiyor musun dedim. Anne, ben parmağımı emmiyorum, parmak ağzıma giriyor dedi. Çok çaresiz görünüyordu, canım benim. Gerçekten bağımlılık yaşıyor, hem de en zorlarından... Ne yapacağız, ufukta çözümüm yok.


--

İşte böyle, aklıma bir anda gelenler bunlar oldu. Eminim bunu yayınladığımda daha bin tanesi üşüşecek zihnime. Şimdilik bunlar olsun. Daha devam ederim ben bu not almalara. Şimdi şimdi anlıyorum ki, kendisi henüz karnımda temas kuramadığım bir haldeyken bile, varlığını öpmek istiyormuşum. Adını koyamıyormuşum.
salaş hamile insan gadını


Kahve yerine çay bugün. Sizin de oluyor mu öpme isteği sevdiklerinizin davranışlarından?



Benim içim geçmiş diyenlere: Wanderlust!

Benim içim geçmiş, kurumuşum diyen bir kadın karakterin, evliliğinde nasıl cinsellikten soğuduğunu, öbüşmeye mesafe koyduğunu, her ne zaman ...